Fikirler Kurşun Geçirmez!
- Ahmet Olcayer
- 20 May 2018
- 1 dakikada okunur

Bir grup ya da topluluğun sorumluluğunu üstlenmek, belli meziyetler gerektirir. Bu meziyetlere sahip olan kişiler
emir-komuta yoluyla düzeni sağlar. Grup içerisinde nizamın sağlanması ise, adaletli ve otoriter olmakla mümkündür. Bunu yapabilen kişiler, grup ya da toplum nazarında saygı görür.
Grup içerisinde tartışmak üzere açılan bir konu, görüş aynılığı ya da görüş ayrılığı doğurabilir. Çoğunluğun aynı görüşe katıldığı bir grupta, farklı düşünen azınlık bir kesimin de olması mümkündür. Şayet kendi düşüncesi, grubun düşüncesine uyuyorsa, birey düşünce olarak gruba uyum sağlar. Aksine kendi mantığı ile grubun düşüncesi çelişiyorsa, grubun düşüncesini kabul etmek zorunda değildir. Lakin aynı düşünceye sahip olmamakla beraber, gruptan dışlanma korkusuyla birey, çoğu zaman suskunluğa bürünür. Grup, onu buna mecbur bırakır. (Birey, grup içerisinde konumunu zedelemek istemez.)
Bunu kişisel çıkarlarını korumak için yapan bireyler, farkında olmadan kişiliğinden ödün vererek yapar. Doğru olduğuna inandığı fikri/düşünceyi savunmak, bireyin olgun bir karaktere sahip olduğunu gösterir. Sonucu ne olursa olsun, dışlanmak korkusuyla hareket etmek, çoğunluğun fikrinin tesiri altında kalmak, bireye hiç bir fayda sağlamayacağı gibi, onu yalnız başına vereceği bir kararda savunmasız bırakır.
Çoğunluğun onayladığı bir fikri kabul etmek ya da reddetmek, kişinin sahip olduğu değer ve erdemlerle bağlantılıdır. Bu değerler sistemine göre kişi, doğru olduğuna inandığı bir düşünceyi, sırf çoğunluk onaylıyor diye değil, aklı ve mantığı bunu onayladığı için kabul etmelidir. Kendi doğruları onu grup içerisinde yalnız bıraksa bile...
Karakterinden ödün vermemesidir işte onu olgun bir birey yapan.
En azından bağımsız ve hür iradesini muhafaza etmiş olur.
Ki bu da bireyin bir değerler ve erdemler sistemine sahip olduğunu gösterir.
Comments