Küfrün Düğümü
- Ahmet Olcayer
- 12 Haz
- 1 dakikada okunur
Yıllardır yaşıyorum seni yalnız ve yalın
sense onun koynundasın, o farkında değil boynunun
Bir yerleri arayıp giderken düşüyorsun
aklıma
ve ben tüm çıplaklığıyla görüyorum ayrılığı
Ayrılık karşımda çıplak, ölü kadın
Alışkanlıklarına sözgelimi yurtlar edinmişsin
adamın birine, değme kâbeler devşirmişsin
Bilmiyorsun, bunun acısıyla bana kıyıyorlar
görmüyorsun, cesedime putlarını yıkıyorlar
bense hala yeşil gözlerine duruyorum
Allahım diyorum, "Küfrün düğümünü çöz"
yoksa firarım yakındır kendimden
Yıllardır yaşıyorum seni yalnız ve yalın
Şimdi benden uzaktasın en çok ona yakın
Kentin gibi tutuksun, bidâtlar makbuldür diyorsun
bilmeden, kendi ellerinle boğuyorsun-
imanı
kendi ellerinle seni göğsüme gömüyorsun
beni bir kabre taşıyorlar
böylece bir ölüm, kaç kalibre eder?
Yıllardır yaşıyorum seni yalnız ve yalın
yokluğunun değdiği yerlerim var hala
katiline şiir yazan maktülüm, bunun sırrı nedir Seda
nur
lanmışım gibiyim desem, kaburgalarım yırtılır, ne hazindi o kan kartalı haziran
bir gece sıyırıp kaburgalarımdan sırtımı
beni bir meleğe bağışladın, karşımdaydın
cinayetin Azraili bile alkışlatır
Heyhat kendimi yine sana vuruyorum
bir gün dönersin diye şirkten, şiirler kuruyorum şer gecelerde
umuda uykuyorum, uykuma kesik atıyor rüyalar
sabahlara kesiliyorum ala çalan skleralarla
Allahım diyorum, "Bu nasıl yara?"
Kadınlardan geçiyorum sana uymuyorlar
verdiğin yaraya değemiyorlar
eşiğini tuzakladım yaranın
senden kalan son hatıranın
geçmesin diye izi
-Yerimden edilmedim yemin ederim-
altı yıldır altındayım bıraktığın enkazın
olmaz ya, gelirsen bir gün
adımı bağışla ve dur
ben sana yine doğrulurum
Comments